news-details

Parasal sıkılaşmaya farklı açılardan bakış

Yatırımcıların yaklaşmakta olan Jackson Hole sempozyumunda Fed Başkanı Powell'ın şahin bir yorum yapmasını beklemesiyle ABD Hazine tahvilleri Çarşamba günü dalgalı işlemlerde yine çoğunlukla zayıf bir şekilde kapandı. Bununla birlikte, ABD imalat ve hizmet PMI'sindeki zayıf verilerin ve Temmuz ayında yeni ev satışlarındaki düşüşün ardından, seansın ilk bölümünde tahviller güçlendi. UST 2Y getirisi, önemli vadeli blok satışlarının getirileri etkilemesi nedeniyle %3,32’de gerçekleşirken, çok izlenen UST 10Y %3,02'ye yükseldi. İlginç bir şekilde, UST'ler son haftalarda yatırımcılar daha yüksek getirilere ilgi gösterdikçe nakit girişleri gördü. Bu arada, dikkatlerin 20 Ağustos haftası ilk işsizlik başvurularına ve yarın başlayacak Jackson Hole sempozyumuna kaymasını bekliyoruz.

Geçtiğimiz hafta izlediğimiz Fed tutanaklarında “birçok üyenin etkisini geciktiren faiz artırımlarında fazla ileri gitme korkusu” ile “Bazı katılımcılar, politika faizi yeterince kısıtlayıcı bir düzeye ulaştığında, enflasyonun yüzde 2'ye geri dönüş yolunda olduğundan emin olmak için bu seviyenin bir süre daha korunmasının uygun olacağını belirtti” görüşleri bir arada göründü. Diğer öne çıkan maddeler;

Bazı katılımcılar, %2'lik enflasyon hedefine ulaşılana kadar sıkı para politikasının sürdürülmesinden yana oldular.

Katılımcılar, işgücü piyasasının gücünün, ekonomik aktivitenin mevcut GSYİH verilerinin ima ettiğinden daha güçlü olabileceğini öne sürdüğünü ve birkaç katılımcının, GSYİH'nın yukarı revize edilmesiyle uyuşmazlığın nihayetinde çözülebileceği olasılığını artırdığını belirtti.

Katılımcılar sıkı para politikasının büyümeyi vuracağını ancak bunun %2 enflasyon ve sağlıklı istihdam için gerekli olduğunu vurguluyor.

Fed'in duracağına dair net bir işaret alınmamakla beraber, Jackson Hole’da da böyle bir sinyal gelmesi açıkçası beklenmiyor. İstihdam piyasasının durumu, son açıklanan yüksek frekanslı verilerin de ışığında Fed’in faiz artırımlarına devam edeceğini ortaya koymaktadır. Fed’in faiz artırım perspektifi, piyasa faizlerine de yansırken bu ortamda ABD 10 yıllık tahvil faizi yeniden %3 bandını aştı. Fed beklentileri yeniden ayarlandıkça, bu hareketin devamı da gelebilir.

Bakış açısının nasıl değerlendirileceği konusu geleceğe yönelik faiz beklentilerini şekillendirmektedir. Durgunluk penceresine bakanlar, Fed'in Eylül ayında son kez faiz artırımının ardından yavaşlayacağını ve yakında faiz indirimlerine başlayabileceğini düşünüyor. Stagflasyon penceresi ise Fed'in hala yeterince sıkılaşmadığını düşündükleri için daha radikal hamle beklentilerini dile getiriyor. Fed hala enflasyonu düşüremeyeceğini düşünüyorsa, 70'ler ve 80'lerdeki Volcker perspektifine benzer şekilde "ne gerekiyorsa yapmak" için daha sancılı faiz hareketlerine girme olasılığını masada tutabilir. Faiz oranı artışları ipotek refinansmanını da etkilemekle beraber, Eylül toplantısının bir çoklu doz faiz artırımının yanında bilanço aktif MBS satışını da getirip getirmeyeceği konusuna bakacağız.

BOE agresif bir şekilde sıkılaşırken, ECB başta spread olmak üzere birçok sorun nedeniyle daha yavaş hareket edecek. Enerji fiyatları halen Avrupa için çok zorlayıcı ekonomik etkilere neden olacak görünüyor. Bunun yanında, 240 bps seviyesine ulaşan İtalya-Almanya getiri farkı da ECB’nin kontrol eşiğini gündeme getiriyor. Artan enflasyon ECB’nin faiz artırmasına yönelik zorlayıcı iken, enerji fiyatlarından gelen dışsal asimetri parasal sıkılaşmanın tek başına etkili olmayacağını göstermekte. ECB getiri makasını tutabilmek amacıyla kriz alımları yapacak olursa, faiz artırımlarının etkisi kalmaz. Ekonominin kriz potansiyeli de borçlanma maliyetlerini artırıyor, bu dönemde Avrupa devlet ve şirket tahvillerinde sabit getiri tarafının sıkıntılı olabileceğini düşünürüz.

PBOC, faiz oranlarını düşüren tek büyük merkez bankasıdır. Dünyadaki sıkılaştırma dalgasına direnen para otoritelerinden Endonezya Merkez Bankası da, artan enflasyon baskısı karşısında sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan artırarak %3,75'e yükseltti. Bir diğer konu da petrol fiyatlarıdır. Suudilerin arz yönlü bazı açıklamaları fiyatlarda hareketliliğe neden oldu, açıkçası arz pompalaması konusunda ve dolayısıyla da fiyatları düşürme konusunda isteksiz olacağını düşünüyoruz. Fed faiz artırdıkça, riyal dolara pegli olduğundan Suudi Arabistan’ın da faizleri artıyor ve bu da ekonomide yavaşlamaya neden oluyor.

Türk varlıklarına bakacak olursak; TCMB'nin ticari kredi faizlerini politika faizine yaklaştırmayı hedefleyen kararının etkisi iç piyasalarda devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nureddin Nebati, TCMB'nin ticari kredi faizlerinin politika faizine yakınsamasını hedefleyen kararlarının ardından bankaların menkul kıymetlere olan ilgilerinin arttığını söyledi. TL cinsinden tahvillerin getirileri düşerken, lira dolar karşısında düşüyor. Türkiye'nin 2 yıllık devlet tahvili faizi azalarak %14,59 oldu. İki günlük getiri düşüşü 250 baz puana ulaştı. 10 yıllık tahvil getirisi de düşerek %13,21 seviyesinde işlem görüyor. Türkiye'nin 5 yıllık CDS'si, art arda altı işlem günü yükseldikten 807 baz puanda.

Akbank 2 milyar dolara kadar tahvil veya sermaye benzeri tahvilleri yurt dışına, 2 milyar dolara kadar yeşil/sürdürülebilir tahvilleri yurt dışına satacak. İş Bankası da, yurtdışında 200 milyon EUR'ya kadar ipoteğe dayalı menkul kıymet satışı için onay aldı.

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı